Ekber’den sonra Cihangir başa geçti. Keşmir ve çevresine duyduğu sempati nedeniyle zamanının büyük bir bölümünü bu bölgeye ayırdı. Cihangir, hayatını bir Keşmir yolculuğu sırasında kaybetti. Türbesi Lahore’dadır.
Cihangir Şah (1605 - 1627)
Cihangir’den sonra gelen Şah Cihan ise daha çok Agra ve Delhi ile ilgilenmiş ve döneminde bu iki şehirdeki önemli Moğol anıtlarını inşa ettirmiştir. Agra’daki Tac Mahal, bunlardan en önemli olanıdır.
Şah Cihan’ın oğlu Âlemgir (Aurangzeb) büyük Moğol hükümdarlarının sonuncusudur. Döneminde, İmparatorluğun sınırlarını en geniş durumuna getirmiştir. Alemgir, Ekber’in uyguladığı temel kuralları ortadan kaldırmış, bu da imparatorluğun sonunu hazırlamıştır. Ekber, uyguladığı bu kurallarda adalet duygusuyla davranmış ve Hindu vatandaşların Müslümanlarla eşit muamele görmelerini garanti altına almış, ayrıca onların inançlarının saygıyla karşılanmasını sağlamıştı. Âlemgir ise, bunun aksine dini konularda yetersiz kalan bir kişiydi. İslam dinine derin inancı olduğu halde bunu sağlam temellere oturtamaması nedeniyle kısa sürede inancını kaybetti. Hindistan’ın çeşitli bölgelerinde Alemgir’in vakıfları aracılığıyla kurulmuş bulunan birçok cami daha sonra gene onun fanatik inançları nedeniyle kendi emirleriyle yıkılmıştır.
1707 yılında Âlemgir’in ölümünden sonra Moğol imparatorluğu hızla çözülmeye başlamıştır. Âlemgir’in bu çözülmenin sorumlusu olduğunu gösteren en önemli işaretlerden birisinin Aurangabad yakınlarında inşa edilen türbesinin öteki Moğol imparatorlarının görkemli kabirlerinin yanında basit, önemsiz bir mezar görünümünde olması gösterilebilir.
Moğol imparatorluk geleneği İngiliz’lerin son imparatoru ve onun oğullarını tümüyle idam etmeleriyle son bulmuştur.